İstanbul, 2024 yılında trafik çilesinde adeta zirve yaptı. ABD merkezli veri şirketi INRIX’in yayımladığı “2024 Küresel Trafik Puan Tablosu”na göre, İstanbullular geçen yıl trafikte ortalama 105 saat harcadı. Bu süre, sadece işe gidip gelmekle sınırlı değil; aynı zamanda aileyle geçirilen vakitlerden, üretken saatlerden ve hatta sağlıktan çalınan bir zaman.
Bu istatistikle birlikte İstanbul, dünya çapında trafikte en çok zaman kaybedilen şehir unvanını alarak New York, Londra ve Paris gibi metropolleri geride bıraktı.
Sadece Yol Değil, Alışkanlıklar da Tıkalı
Trafiği sadece artan araç sayısına ve yetersiz altyapıya bağlamak, meselenin sadece bir boyutunu görmek olur. Asıl sorunlardan biri de direksiyon başındaki sürücü davranışları. Türkiye’de sürüş alışkanlıklarının büyük bir kısmı, şehir trafiğinin kaotik yapısını daha da içinden çıkılmaz hale getiriyor.
Sık sık şerit değiştiren, sinyal kullanmayı gereksiz gören, önündeki aracı neredeyse tamponuna kadar takip eden ve şerit izleme kurallarına uymayan sürücüler, İstanbul trafiğinin görünmeyen ama en etkili sebeplerinden biri.
İleri Sürüş Uzmanı Yiğit Dedeoğlu: “Kuralsızlıkla Yarışan Bir Trafik Kültürümüz Var”
İleri Sürüş Teknikleri Uzmanı Yiğit Dedeoğlu, konuyla ilgili olarak şu değerlendirmeyi yapıyor:
“105 saat, sadece bir rakam değil; vatandaş olarak hayatımızdan çalınan koskoca bir zaman. Üstelik bu zaman kaybının sadece araç yoğunluğu ile açıklanması eksik olur. İstanbul’da trafik, büyük ölçüde sürücülerin yanlış alışkanlıklarından kaynaklanıyor. Şerit disiplinine uymamak, sinyalsiz manevra, parklanma kurallarına uymamak, agresif hızlanma ve ani fren gibi davranışlar, trafiğin doğal akışını bozuyor.
Ülkemiz trafiğinde herkes kendi zamanını kurtarma çabasında ancak bu bencilce yaklaşım herkesin trafikte kilitlenmesine sebep oluyor. Doğru eğitim, denetim ile doğru sürüş alışkanlıkları yaygınlaşmadan İstanbul trafiğinde yapısal çözüm beklemek, delik kovaya su doldurmak gibi.”
Çözüm: Altyapı kadar Zihniyet Değişimi
Toplu taşıma sistemlerinin geliştirilmesi, alternatif ulaşım yollarının teşvik edilmesi elbette önemli. Ancak Dedeoğlu’nun da altını çizdiği gibi, bu sorun sadece mühendislikle değil, kültürle ve eğitimle de çözülebilir.
İstanbul trafiğinin yükünü azaltmak için her bireyin kendi sürüş tarzını gözden geçirmesi, sadece daha kısa sürede değil, daha saygılı, hoşgörülü ve güvenli bir şekilde bir yerden bir yere gitmeyi amaç edinmesi gerekmektedir.
Habertrafik
