Dijital Bağımlılıkla Mücadele Derneği Başkanı Prof.Dr. Tuncay Dilci, metaverse teknolojisini paralel evren olarak nitelendirilip oluşturulmak istenen yenidünya düzenine dikkat çekti.
Dijital Bağımlılıkla Mücadele Derneği Başkanı Prof.Dr. Tuncay Dilci, son günlerin en popüler konularından olan metaverse ile ilgili dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Dilci metaverse teknolojisini paralel evren olarak nitelendirip riskli yanları ve oluşturabileceği fırsatlara değindi. Dilci bu platformda yapılan alım ve satımların hukuki bir zemin ve altyapısı olmadığını belirterek, “Sanal popülist söylem ve uygulamalarla sanal ortamlardaki arazi alım ve satışlarıyla ilgili vatandaşlarımızı uyarmak isterim. Şu an dünya ölçeğinde veya küresel ölçekte hukuki zemin ve altyapısı olmayan bu alışverişler bir anda çökertilebilir, tahribata uğratılabilir. Bu platformlar hacklenmeye müsait ortamlardır. Hukuki, bağlayıcı ve zemini sağlam olmadığı için biraz daha dikkatli davranılmasında fayda vardır. Yangından mal kaçının gibi önemli yerler satışa sunuluyor. ‘sende al ‘ politikası ile bir algı üzerinden toplum heyecana sevk ediliyor. Kolay para kazanma yöntemi olarak sunulan bu durum, tamamen karşı çıkmasak da bazı riskleri beraberinde getirebileceği uyarısını yapmak zorundayız” dedi.
“Kanun ivedilikle ihtiyaç”
Hayatımıza yeni giren bu teknoloji ile ilgili kanuni bir düzenlemenin aciliyet gerektirdiğini kaydeden Prof.Dr. Tuncay Dilci, “Siyasal anlamda da bu uygulamanın yeni operasyonel politikalar üretmede ve yine dijital dünyaya entegre olmuş söylemler ve kavramlar üzerinden siyaset veya politikaların devreye gireceğini söyleyebiliriz. Yeni bir yaşam tanımlaması ve buna bağlı yasama-yürütme kavramlarında güncellemelerin yapılması gerekebilir. Dijital dünyadaki değer ve normların hukuki bir zeminde yeniden ele alınması ve küresel ölçekte bir takım bağlayıcı kanunların ve düzenlemelerin yapılmasına ivedi ihtiyaç olduğunu söyleyebiliriz” dedi.
“Görme engelliler görebilir, yatalaklar dünyayı gezebilir”
Dilci, Metaverse teknolojinin riskli yanlarının yanında bazı fırsatlar da sunabileceğinin altını çizerek görmeyenlerin görme, yatalakların ise dünyayı gezme fırsatı bulabileceğini söyledi. Dilci, “Sağlık açısından, beyin noro-link açısından belki de ileride göz fonksiyonlarının ortadan kaldırılarak direk beyin ile görme imkanının 3D uygulamaları ile gerçekleşebileceğini söyleyebiliriz. Yatalak hastaların uzağa gidememe durumunda bu teknoloji üzerinden dünyanın her tarafını görebileceği, sanal dünyada yaşayabileceği imkan ve fırsatları da beraberinde getirebilir. Tabii ki böyle güzellikleri de vardır. Hareketsiz yaşam biçimini de beraberinde getirdiği için ani kalp krizi sorunları, emboli veya kan pıhtılaşması sorunları ve aşırı heyecana bağlı ani ölümler olabilir. Çünkü adrenalin seviyesinin yüksek olduğu bir içerikte sunabilmektedir. Bu anlamda sağlık açısından hem fırsatları hem de olumsuzlukları beraberinde getirmektedir” dedi.
“Her geçen gün hayatımıza biraz daha girecek”
Dilci, bu yeni dünya düzeninin etkilerinin hayatta gün geçtikçe artacağını da belirterek, “İnsanların sosyal yönünü doğrudan etkilemektedir. Dünyanın her hangi bir yerindeki insanın başka bir yerde sanal olarak, avatarlar üzerinden katılarak buralarda gezinmesi, bir takı dokunsal yada görsel hissetmelere bağlı olarak yaşantısını adrenaline bağlı yeni doyumsama araçlarına dönüştürerek sanal ortamlarda; 5-G, 5.5-G ve 6-G gibi ilerleyen teknoloji durumlarında, internetin diğer aşamalarına kadar ulaşabilecek yeni dünya düzeni ve yaşam biçimi paralel evrenle yenide devreye girdiğini ve bu yönü ile simülatif evren anlayışının insanların hayatında gün geçtikçe artacağını söylemek mümkün” şeklinde konuştu.
“Dijital nesnelerin bize hükmetmesine engel olmalıyız”
Dijital Bağımlılıkla Mücadele Derneği Başkanı Prof.Dr. Tuncay Dilci, dijital nesnelerin insana hükmetmesine engel olunması gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi:
“İnanç değerlerimize bağlı olarak yaşamımızı insan olarak devam ettirme noktasında bu tür teknolojileri ve sanal dünyanın getirmiş olduğu imkanları kazanıma dönüştürmenin tabi ki sınırı yok. Bir noktada onları bir araç olarak kullanırken sonrasında bu araçların bize hükmetmesine ve bizi köleleştirmesine karşı bir takım tedbirlerin alınması, dijital nesnelere bağımlı bir yaşamın bu şekilde yeni bir dünya düzenine evrilerek bağımlılık içinde yeni bir dünya oluşturmanın insanlar üzerinde olumsuzluğunu önlemek adına bir takım gerçekçi politikalar ile önlemler almak, inşaların insan olarak yaşamlarını devam ettirebilecek birtakım özendirici tedbirlerinde alınmasında fayda var.”
İHA