Kamyon sürücüleri yorgunluğa rağmen genellikle yola devam etmek zorunda kalıyorlar.
Profesyonel sürücüler arasında yapılan bir anket, Avrupa yollarında günlük yaşamın şok edici bir resmini çiziyor. Sadece bir yıl içinde, üç kamyon ve otobüs şoföründen biri sürüş sırasında uykuya dalmıştır. ADAC ve sendikalar endişe duymaktadır – çünkü bu insan yaşamlarıyla ilgilidir.

Kamyon şoförü direksiyonda uyursa, bunun ciddi sonuçları olur. Kısa süre önce bir sürücü Bavyera’daki bir otoyolda ,trafik polisinin park edilmiş bir devriye arabasına önden çarpmış ve onu 75 metre korkuluk boyunca sürüklemiştir. Kopan parçalar uçmuş ve başka bir arabaya çarpmıştır. Bu olayda kimse yaralanmamıştır, ancak medya raporlarına göre, mülke verilen hasar yaklaşık 60.000 avro kadardır.
Wesel bölgesinde meydana gelen bir kazanın raporunda gösterildiği gibi, bazen sonuçlar çok daha dramatik olabilmektedir. Kamyon sürücü yaklaşık 80 km /s hızla kontrolsüz olarak , ölçüm işi yapan bir aracına çarpmıştır. Yol kenarında çalışmakta olan bir kişi,korkuluk boyunca fırlatılmış ve ölmüştür. Sürücü, yorgunluk nedeni ile uyarı işaretlerini görmemekle suçlanmaktadır.
Gerçekten de direksiyonda uyuma, Avrupa’nın yollarında büyük bir tehlikedir. Avrupa Ulaştırma İşçileri Federasyonu’nun (ETF) yeni verileri, otoyollarda çok zaman geçirenler için güvenlik riskinin büyüklüğü hakkında fikir veriyor. Federasyon yaklaşık 2.200 profesyonel sürücü ile görüşmüştür, sonuçlar dikkat çekicidir. Buna göre, sürücülerin üçte biri en az bir kere direksiyon başında uykuya dalmıştır, bu sadece geçen yıl içinde olmuştur ve bu görmezden gelinemez. Yüzde 11’i bunun üç kereden fazla olduğunu bile söylüyor. Yüzde 60’ı ise araç kullanırken düzenli olarak yorgun hissettiklerini söylemektedir.
Bu rakamlar endişe vericidir, ancak ETF ayrıca bildirilmeyen çok sayıda vaka olduğunu söylemektedir. Sürücüler bu tür olayları, korktukları için bildirmemektedirler. ETF tarafından yayınlanan ‘’ Avrupa yollarında sürücü yorgunluğu’’ adını taşıyan rapora göre, problem göründüğünden daha büyüktür.
Ankete göre, kamyon sürücüleri değil, otobüs sürücüleri de etkilenmektedir. Burada, yaklaşık 700 katılımcının yüzde 30’u son on iki ay içinde direksiyonda uykuya daldıklarını veya bundan emin olmadıklarını belirtmiştir.
Diğer analizler de, direksiyon başındaki yorgunluğun yaygın bir risk olduğunu göstermektedir. Alman Yol Güvenliği Konseyi ve Alman Uyku Araştırma ve Uyku Tıbbı Derneği tarafından yapılan bir ankette, ankete katılan 350 kamyon sürücüsünün yaklaşık yüzde 46’sı en az bir kere sürüş esnasında uyuduğunu kabul etmektedir. Ankete katılan 1.000 otomobil sürücüsünde bu oran yüzde 26 dır. Bu konuda erkekler kadınlardan göre daha çok isk altındadır.
Kamyonlardaki bu sefaletin arkasında ne var? Her durumda, kısmen sistematik uygunsuzlukların sorumlu olduğu görünmektedir. ETF, birçok sürücünün uyku eksikliğinden muzdarip olduğunu, yeterli dinlenme seçeneklerinin olmadığını, uyku kalitesinin genellikle kesintilerle azaldığını yazmaktadır.
Kabinler ses yalıtımlı olmadığı için gürültü kirliliği yüksektir. Sürücüler arabada ısıya ve soğuğa maruz kalmaktadırlar. Ankette, kamyon sürücülerinin yüzde 88’i, haftada 40 saatten fazla çalıştıklarını belirtmektedir. Molalara riayet edilmemekte, bu süreler genellikle, park yeri aramak, rota planlamak veya yükleme ve boşaltma izleme gibi şeyler için kullanılmaktadır.
Ve çoğu sürücü yorgunluktan tükenmiş olmasına rağmen yola devam etmektedir. Katılımcıların yarısından fazlası, son on iki ay içinde en az bir kere yorgunluk nedeni ile sürüşü durdurmak istemelerine rağmen, bunu yapamadıklarını belirtmiştir.
Almanya’da yaklaşık 730.000 profesyonel sürücü sigortalı olarak çalışmaktadır. Bunların yaklaşık dörtte biri, farklı devlet uyruklarına sahiptir. BA’ya göre sürücü mesleği, şirketlerin yerli personel bulmakta zorlandıkları gruba aittir.
Ancak, diğer ülkelerden gelen sürücüler, görünüşe göre söz konusu sorunlardan daha çok etkilenmektedirler. Doğu Avrupalı sürücülerde bu baskı çok daha yüksektir. Örneğin,mevzuata göre gerçekten yasaklanmış olsa da, seyahat edilen kilometre başına ödeme yapılmaktadır.“Almanya bu bakımdan hedef ülkedir, bu nedenle bu ülkede sorun özellikle acil ve ciddidir.
Verilen bir örnekte, Berlin’den Köln’e yedi saat içinde gitmesi istenen bir sürücü var. Malları teslim etmesi gereken zaman dilimini kaçırırsa, ertesi sabaha kadar beklemesi gerekebilir. “Seyahat planlaması genellikle çok az toleransla yapılıyor ve trafik sıkışıklığı gözardı ediliyor. Sorunun bir kısmı da çok az kontrol yapan yetkililere aittir. “Yılda 363 milyon kamyon ssferi var, ancak yetkililer sadece 500.000 seferi kontrol yapıyor” denmektedir. “Yakalanma olasılığı son derece düşüktür. Birçok nakliye firması maliyetten tasarruf etmek için bu küçük riski kabul etmektedir.
Kontrol eksikliğine ek olarak, kurallar da başka bir sorundur. Kamyon şoförleri yük trenleri veya feribotları kullanıyorsa, bu artık AB düzenlemelerine göre çalışma saati olarak sayılmamaktadır. Verdi’ye göre; sürücüler hiç dinlenemese de, dinlenme sürelerini yapay olarak uzatan kurallar oluşturulmuştur. Bütün bunlar sürücülerin direksiyon başına yorgun oturmasına katkıda bulunmaktadır. Bu durum acilen değişmelidir, çünkü bu sadece sürücüler için muazzam bir yük değil, aynı zamanda insan hayatına da mal olmaktadır.
ADAC otomobil kulübü, yorgunluğun direksiyon başında nasıl etkilediğini araştırmıştır. Kaza araştırmasına göre, sürücü yorgunluğundan kaynaklanan kazalarda, genelde hızta yüksek ise araç yol dışına savrulmaktadır. Bu nedenle, oranların üzerinde çok sayıda insan ciddi veya ölümcül şekilde yaralanmaktadır.
ADAC web sitesinde yayınlanan kaza araştırmalarının sonucuna göre, yorgunluk sürücünün yeteneklerini alkole benzer şekilde etkileyebilmektedir. Bazen, yorgunluğun emareleri yanlış yorumlanmakta veya dikkate alınmamaktdır. Yüksek sesli müzik dinlemenin veya pencereleri açmanın yorgunluğa karşı yardımcı olduğu ise bir efsanedir.
Tabii ki, yorgunluk tek risk değildir ve sürücüler de davranışları nedeniyle kazalardan sorumludur. Sebepler arasında çok yüksek hız ve öndeki araçla arasına yeterli mesafe bırakmamak ta vardır. Ancak, sendikaya göre, yorgunluk riskine karşı hedef belirleyerek harekete geçmek kaçınılmaz ve gereklidir.
Tüm bunların yanında, yetkililer tarafından daha fazla kontrol yapılması ve sefer planlamasında daha geniş tolerans tanınması gereklidir. ADAC geçmişte de, profesyonel sürücüler için daha fazla kontrol yapılmasını önermekteydi.
Ayrıca, acil fren sistemi takma zorunluluğu genişletilmeli, yeterli modern yol kenarı dinlenme tesisleri kurulmalıdır.Sonuç olarak, ETF sendikasının raporu şöyle özetlenebilir; yorgunluktan kaçınma yalnızca sürücünün görevi haline indirgenilmemelidir.
Bu yazı:
http://www.welt.de sitesinde yayınlanan ve Christine Haas tarafından hazırlanan yazının tercümesidir.
Ülkemizde durum nedir? Bu konuda yapılmış kapsamlı bir çalışmaya rastlanılamadı. Yapılmışta olabilir , varsa bu çalışmaları görmek arzu ederim. 10 yıllık sektör gözlemlerine dayanarak şunu diyebilirim; Bizim kamyon sürücülerimizin ikisinden birinin direksiyonda uyuduğunu söylemek mümkündür. Çünkü çalışma şartları gerçekten ağırdır. Bu durum başkası nam ve hesabına çalışan sürücülerle, kendi nam ve hesabına çalışan sürücüler arasında farklılık gösterebilir. Çözüm; Öncelikle 2011 tamamlanması gereken sürücü çalışma yönetmeliği çıkarılmalı, denetleme yönetmeliği tamamlanmalı , buna göre diğer yönetmelikler düzeltilmeli, hız sınırlandırıcı donanımlar servis hizmetleri yönetmeliği çıkarılarak, ticari araçların yasal hız üzerinde seyri önlenmeli , yol kenarı dinlenme tesislerinin şartları (Fiyat, dinlenme, konfor, imkan vs..) iyileştirilmeli, kamyon sürücülerini tesis idarelerinin kovması engellenmeli ve etkin bir denetim yapılmalıdır. Karayolu taşımacılığı tedarik zincirinin önemli bir halkasıdır. Bu halkada da sürücü ve kamyon olmazsa olmaz unsurlardır.
Bilal Yeşil
Habertrafik.com.tr